Bu Blogda Ara

2 Mart 2016 Çarşamba

Ses-Sessizlik ve Diğerleri...

          Sabah hareketliliğini atlatmış otuz iki daireli koca apartman yorgun,bir o kadar da sessiz.Gün ışığında yaşlı bedenini dinlendiriyor.
          Duyabildiği tek ses saatin tik takları.Kahvaltı yapıp masayı toplamalı.Temizliğe girişmeli usuldan...ama biraz.Okulun bahçesinde beden eğitimi dersine çıkmış çocukların sesi duyuluyor.Yan odaya geçmeli,pencereden sarkıp biraz onları izlemeli.
          Masayı toplarken sehpanın üzerindeki kitap ilişiyor gözüne.Sessizlik ne ürpertici.Okumak içinse ideal ortam diye gülümsüyor.Her zaman oturduğu üçlü koltuğa oturuyor.Göçebelikle ilgili bir kitap okuduğunu anımsıyor,göçmeyi sevmediğini de.Her zaman oturduğu koltuğun her zamanki köşesine ilişip kitabını açıyor.
          Saatin tik taklarından ve apartmanın devasa sessizliğinden sıyrılıp kitabın sayfalarında kaybolmaya ramak kalmışken;o nadir gelen mutluluk anının adım adım yaklaştığını hissederken...Yayvan, biçimsiz,rahatsız edici ses.
       -Otur orda... kımıldama.Kime söylüyorum ben.Arkasından büyük olasılıkla bir terliğin çarptığı nesneyle buluştuğu an çıkardığı tok ses.
        Ne zamandır duymadığı bu sesi iç sıkıntısı olarak hatırlıyordu.Alt daireden geliyordu ses.Önceleri yürek yakan ağlamalarla karşılık bulurdu hakaret ve şiddet.Sonraları buna da tenezzül etmez oldu mağdur.
       Kitabı unutmuş; pencereden dışarı, oradan da güneşin parlaklığına dalmıştı acı dolu bakışları.Kaç defa''bir yerlere mi şikayet etsek'' diye sormuştu çevresindekilere.Ama olmazdı.Apartmanın yöneticileriydi zaten onlar.Hem kime neydi ki.
       Köpek onlarındı kimse karışamazdı diledikleri gibi eğitebilirlerdi onu.

2 yorum:

  1. hayat işteeeee :)

    bi de aramıza hoşgeldiniiiiiz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizde hoş geldiniz.Uğradığınız için teşekkürler :))

      Sil

yorumlarınız için teşekkür ederiz

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...